her pazartesi akşamı olduğu gibi (yanlış anlaşılmak istemem "sivil"de olsam zerre işim olmaz), 37-38 derece ateşe rağmen ezel'in sezon finalini izledik hazır kıta ve karargah ekibi olarak. o oldu, bu oldu, oyun içinde oyun; tabi ki hikaye mantıklı bir yere bağlanamadı.
"yeğen ayağını denk almayanın burnu boktan çıkmazmış?!?"
neyse asıl mevzum bu değil tabi ki. asıl mevzu şu: bu dizinin dünkü bölümünü izlerken daha önce hiç duymadığım, ve duyduğumda da bu konuda pişman olduğum bir şiirin dayı tarafından okunmasıydı. bu mevlana'nın Şems'e yazdığı "etme" isimli eseriydi. nerden nereye diyip, paylaşasım geldi.
ETME
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
M.C.R.
1 yorum:
Bu şiirin mevlanayı anma panelimi haftasımı gösteri mi nerdeyse işte yılmaz erdoğan tarafından okunmuş hali var ona bir göz atmanı tavsiye ederim
p.s. özel isim baş harfleri büyük.
Yorum Gönder