
genel olarak seyircide nefret uyandıran vuvuzela seslerinin, hakemlerin ciddi hatalarının(offside'dan atılan ve offside diye verilmeyen golleri unutmayalım, unutturmayalım!), güney amerika takımlarının başarısızlıklarının (uruguay'ı ayrı tutuyorum ki favorilerimdendi) ön plana çıktığı bir dünya kupası final serisi izledik. sonuç olarak oynadığı futbol ile ispanya'nın ipi göğüsleyerek; modern futbol anlayışında takım oyununun ve beraberinde katı savunma ile uyumlu orta saha futbolunun ne kadar önemli olduğunu kanıtladığı bir turnuva oldu bu sanırım. (futboldan çook anlarmışım gibi konuşmak da istemem doğrusu, ama söylediklerimde doğruluk payı var gibin)

2010 dünya kupası finallerini askeri şartlar altında takip ettiğimi düşüncek olursak (tepedeki fotoyu saymazsak) maçların içeriğinden, oynanan futboldan ve benzeri futbola dair konulardan ziyade maçların izlendiği karargah yemekhanesinde vuku bulan muhabbetlerin içerikleri, yaşananlar, vb. daha unutulmaz oldu benim için:
dünya kupası maçını izlemeyi 80 yapımı, dandik steve martin komedisi izlemeye tercih eden devrelerimle yaşadığım münakaşa, her kaçan pozisyonun ardından topluca kükrenen "amua koyim" nidaları, "ezilen toplumları destekleriz biz" mantığıyla sonuna kadar alkışlanan gana milli takımı, uruguay'lı forlan'ın her şutunda heyecanla yerimden zıplamam, başka bir devremin iddiada 3 maçı tutturarak bize ısmarladığı magnumlar, her maçın mutlaka 65.dakikalarında topluluk içinden çıkıp, "türkiye yok ya, hiç bi maç bi boka benzemiyor" atışında bulunan ve futboldan zerre çakmayan anonim eleman(lar), ve daha birçokları.

keşke bitmeseydi, iyi ki burdayken oldu. askerlik anısıysa, al sana askerlik anısı. bu finalleri de artık asla unutmam. aynen 2006 finallerini asla unutmayacağım gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder