"madem emekli olduk sakalı da bırakırım artık!"
tabi konum bu değil, keza kendisi artık hafif hafif de olsa hayatlarımızdan çıkmaya başladı. gel gör ki jack bauer'ın ünlü sorgulama tekniklerinden haberi olmayan ve özlemeyen yoktur diye düşünüp, konuyla oldukça alakalı olduğuna kanaat getirdiğim bir filmden kısaca bahsedeceğim. Unthinkable
şöyle ki filmimiz herhangi bir 24 sezon hikayesinin 1,5 saat içerisinde geçen versiyonu gibi. gayet B sınıfı bir yapım. kabaca konudan bahsetmek gerekirse; eski ordu mensubu, kafayı aşırı dincilikle bozmuş bir amerikalı'nın "3 şehire nükleer bomba koydum. gelin beni yakalayın, icabında işkence edin ama yerlerini size asla söylemem" durumundan ibaret. konu çok yavan gibi gözükse de hikaye ilerledikçe neyin etik, neyin gerekli olduğu klişe soruyla bol bol karşılaşıyoruz. ama asıl bu filmin etkileyici unsuru; aşırı dinci terörist Steven Arthur Younger'ı canlandıran Michael Sheen'le, karşısındakinden her türlü bilgiyi, her türlü sorgulama metoduyla (biraz kibar oldu bu, bildiğin işkence işte) alabilceğine inanan Henry Herald 'H' Humphries karakterine hayat veren Samuel L. Jackson'ın müthiş oyunculukları olduğunu söylemem gerekir. bu ikisinin yanında kafa olarak sürekli arada kalmış fbi ajanı rolünde Carrie-Anne Moss'da işte idare eder bir görüntü çiziyor film boyunca.
"çizerim bak, nerde bombalar ulen!!!"
sonuç itibariyle, aranızda jack bauer'ı özleyen varsa ve çeşitli grafik işkence unsurlarına midesi dayanabilcekse bu filmi gayet de öneriyorum. ahandu filmin detaylı bilgisi için de kutsal sitelerimizden imdb sayfası. izleyin H'i ve jack bauer'ın yerine göre ne kadar da insaflı olduğunu farkedin.
"hakim bey millet kesiyo, biçiyo. siz halen benlen uğraşın. hem bu da mı gol değil?"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder